Wednesday, August 19, 2009

Şarap serisi

Bu yazı biraz geç kaldı. İçeriğin zorluğundan değil cokluğundan. Bazen kendime yüksek hedefler koyup sonra yapamamak gibi hatalar yapıyorum. Halbuki başlayınca devamı geliyor, ama hep gece yarısı oluyor bu işler. Housewarming partisinde içilen 8 şarabın hesabını verecektim. E üç hafta geçtikten sonra rapor ilk günkü kadar dolu olmayacak ama şaraplar konusundaki fikrim Serena ile tanıştıktan sonra pek değişti. Bundan bir ara bahsederim. Bir Prosecca düşkünü oldumki öyle böyle değil. Herşey değişirmiş, ağız tadı bile...
Bu yazıyı yazdıktan sonra yarım saat boyunca bilgisayarımda şişelerin resimlerini aradım. Bulamadım :(
Bu hafta sonu Trieste'ye giderken kartı formatladım, herşeyi aktardığımı düşünüyordum ama aktarmamışım.
Bu Prosecca'lar konusunda yazmak farz oldu, bu arada. Çünkü yaklaşık 1 ay boyunca çoğunlukla prosecca veya beyaz ev şarabı içiyorum.
Sergio diye bir prosecca var ki, İtalyan kızları arasında pek bir ünlü. Sergio burada pek sık kullanılan bir erkek ismi olduğundan bu tür bir çılgınlık olduğunu öğrendim arkadaşlardan. Ama şarabın hakkını da yememek lazım, gerçekten güzel. %11lik alkol oranı ile de pek hafif, proseccaların genelde olduğu üzre.

No comments:

Post a Comment